Aile içi şiddetin çocuklara etkileri
Aile içi şiddeti aile bireylerinden birinin diğerini fiziksel, duygusal ve cinsel yönden istismar etmesi; onun üzerinde maddi kontrol uygulaması, maddi ihtiyaçlarından mahrum bırakması, sosyal hayatını kısıtlaması veya yasaklaması olarak tanımlayabiliriz. Evdeki hayvanlara veya eşyalara yönelik şiddet de bu kategoriye giriyor. Aile içi şiddetin çocuklara etkileri konusuna gelince; şiddet gören ve / veya annesinin, kardeşlerinin şiddete maruz kaldığına tanık olan çocuklar bu durumdan farklı düzeylerde olmak üzere etkileniyorlar ve bu etki her zaman olumsuz yönde oluyor.
Şiddet uygulayan veya kendisine şiddet uygulanan kişiler çoğunlukla çocuklara ihtiyaç duydukları gelişimsel ve fiziksel desteği veremeyecek durumda oluyorlar; bu da çocuklar üzerinde olumsuz etkiler yaratıyor. Örneğin çocukların aile bireylerine duygusal olarak bağlanması gelişimleri açısından çok önemli ve şiddet dolu bir ortamda büyüyen çocuklar bu yönden zorluk çekiyorlar. Yaşı biraz büyüyen çocuklar aile içi şiddet olaylarına müdahale etmek istiyorlar ve bu zarar görmelerine sebep olabiliyor. Bu tip olayların yol açtıkları duygusal travmaların iyileştirilmesi fiziksel yaraların iyileştirilmesinden daha zor oluyor. Çeşitli biçimlerde şiddete maruz kalan çocuklarda cinsiyetçi bakış açıları oluşabiliyor; cinsiyetler arası rol dağılımı konusunda kesin fikirleri olabiliyor. Babasının annesine şiddet uyguladığına tanık olan bir çocuk bu durumu güçlü olanın doğal hakkı gibi görebiliyor veya şiddet görmenin bir kadının değiştirilemez kaderi olduğuna inanabiliyor. Bu çocukların birçok endişeleri ve korkuları oluyor, bu korkulardan dolayı kendilerine kızıyorlar, evlerinde yaşanan olaylardan utanıyorlar ve depresyona girebiliyorlar. Çocuklarda depresyon olmayacağını düşünmeyin, bebekler bile depresyon geçirebilir. Bir kavga gürültü, bağırış çağırış, itiş kakış ortamında yaşayan bir çocuğun bunlardan dolayı bunalıma girmesi gayet doğal değil mi? Bazen bu depresyon kendini farklı şekillerde gösteriyor; örneğin karın ağrısı vb. fiziksel bir şikayeti yüzünden doktora götürülen bir çocukta bu ağrıya sebebiyet verecek organik bir sorun olmadığı görülüyor ve çocuk psikiyatrik yönden incelendiğinde şiddet dolu bir ortamda yaşadığı ortaya çıkıyor.
Kısa bir liste değil aile içi şiddetin çocuklara etkisi listesi; bu çocuklar altlarını ıslatmaya, uyku bozukluğu veya iştah sorunları yaşamaya başlayabiliyorlar. Ders başarıları düşüyor, arkadaş ilişkileri olumsuz etkileniyor, sosyalleşmekte zorluk çekiyorlar. Bir kısmı kaba ve yıkıcı bireyler oluyorlar, maruz kaldıkları veya tanık oldukları şiddeti başkalarına uygulayabiliyorlar. Alkol veya madde bağımlısı olma ihtimalleri böyle şeyler yaşamayan çocuklardan daha yüksek oluyor. İntihar amacı gütmeden kendi bedenlerine zarar verebiliyor, kabuslar görebiliyorlar.
Aile içi şiddetin çocuğa etkileri yaşadığı ya da tanık olduğu olayların yoğunluğuna, sıklığına, derecesine göre değişiyor tabii. Duruma erken müdahale edilirse şiddetin çocukta yarattığı olumsuz izlerin silinmesi veya azaltılması da mümkün. Ebeveynler şiddetin çocuklarını nasıl kötü etkilediğini fark ederlerse, şiddeti durdurur ve çocuklarını korumak için gereken adımları atarlarsa onları muhtemel dramatik sonuçlardan koruyabilirler. Şiddet durdurulamıyorsa bir şekilde çocuğu şiddetten uzaklaştırmak gerekiyor. Bir çocuk bu gibi olaylara ne kadar uzun bir süre boyunca ve ne kadar sık maruz kalırsa olayların kişiliği ve hayatı üzerindeki olumsuz etkileri de o derece çoğalacaktır.
