Çocuk depresyonu nasıl tedavi edilir?
Çocuklar büyüme ve gelişme sürecinde yetişkinlere bağımlı, onlar tarafından kontrol edilip yönlendirilen bir hayat sürerler ve bu süreçte gerek içinde bulundukları gelişim basamağına, gerekse hayat biçimlerine, içinde yaşadıkları ve tanık oldukları durumlara bağlı olarak değişik duygu durumları yaşarlar. En basit tanımıyla kişinin kendisinde stres yaratan durum ve olaylara verdiği tepki olan depresyona çocuklar ve ergenler de maruz kalabilirler. Çocuk depresyonu yetişkin depresyonuna göre daha zor kabul ediliyor fakat ortada böyle bir gerçek var. Araştırmalara göre annesinden bir sebeple uzun süre ayrı kalması ve ona şefkat gösterip ilgilenecek birilerinin olmaması durumunda bir bebek bile depresyon geçirebiliyor.
Çocuk depresyonu tedavisi ilaçla tedaviyi de kapsayan çok yönlü bir uygulama şeklinde gerçekleştiriliyor. Birçok ebeveyn depresif olduğu tespit edilen çocuklarına ilaç verilmesine kuşkuyla yaklaşıyorlar fakat psikologlara göre sorunu çözmek için bu zorunlu. Depresyon hemen her zaman birtakım davranış bozuklukları şeklinde ortaya çıkıyor. Bu davranış bozuklukları düşüncelerin bozulmasından, düşüncelerin bozulması ise beyin kimyasında oluşan değişiklikten kaynaklanıyor. Çocuklarlara yazılan antidepresanlar düşünce süreçlerini etkileyerek beynin bozulan kimyasını düzeltiyor. İlaç kullanımı çocuklara önerilen depresyon tedavisinin sadece bir ayağı. Başarılı bir sonuç için anne babanın da tedavi sürecine katılması, aile danışmanlığı ve terapisi de yapılması gerekiyor. Çocuk depresyonu için uygulanan psikoterapi süreci oldukça yorucu bir süreç. Anne baba içtenlikle ve maksimum seviyede işbirliği yaparsa tedavinin başarı şansı da yükseliyor.
Annenin çeşitli sebeplerle çocuğuyla bağlantı kuramaması bebeklerde ve küçük çocuklarda depresyona yol açabiliyor. 0-18 ay dönemi anne-çocuk ilişkisi açısından çok önemli. Bu dönemde aralarında sağlıklı bir ilişki olursa bebek kendine ve dış dünyaya güven duyuyor, aksi takdirde depresyon veya iletişim bozuklukları yaşayabiliyor. Duygusal açıdan ihmal edilen, ihtiyaçları gerektiği şekilde karşılanmayan, fiziksel temasla yeterince sevilmeyen bebekler ve çocuklar depresyona girebiliyor ve bunu davranış diliyle ifade ediyorlar. Örneğin sürekli ağlıyorlar veya kilo kaybediyorlar, huzursuz davranışlar sergiliyorlar, gaz problemleri veya sindirim sorunları yaşıyorlar, kapıları çarpmak-oyuncaklarını kırpmak gibi tepkiler veriyorlar. Depresyonun etkisindeki bir çocuğun gelişim süreci de aksıyor; yürümesi, tuvalet alışkanlığı kazanması veya motor becerileri edinmesi gecikebiliyor.