Çocuğunuz Sinirlendiği Zaman Kaçınmanız Gereken 7 Hareket
Çocukluk veya ergenlik çağındaki kızınız ya da oğlunuz bir öfke krizi geçirdiği zaman neler yapıyorsunuz? Siz de ona kızgın bir şekilde bağırıp çağırıyor musunuz, donup kalıyor musunuz, yoksa teslim olup istediğini yapıyor musunuz? Tepkiniz duruma göre değişiyor da olabilir. Çocuğunuz sinirlendiği zaman bu durumla başa çıkmakta güçlük çekiyorsanız, yalnız değilsiniz. Çocukluk döneminin kızgınlık ve öfke nöbetleri ebeveynlerin karşı karşıya kaldığı en zor durumlardan biridir.
Çocuğunuzun öfke içinde olduğu zamanlarda yukarıdaki tepkilerden birini veriyorsanız zaman içinde bu durumu size karşı kullanmaya başlar. Bir sinir krizi geçirerek sizi ürkütüp istediği şeyi yaptırabileceğini veya yaptığı bir hata için biraz bağırıp çağırma duymaktan başka bir bedel ödemesi gerekmeyeceğini bilir. Bir şeyden sorumlu tutulmaktan veya yaptığının sonuçlarıyla yüzleşmekten kaçınmak için bir öfke nöbeti geçirme yoluna gider. Bunu engellemek için ona öfkesini yönetmeyi öğretmeniz gerekir. Bunun için atmanız gereken ilk adım da, kendi tepkilerinizin üstesinden gelmeyi öğrenmenizdir.
Sinirli bir çocuk ile baş etmek kolay bir şey değildir, hatta bazen çok zor da olabilir. Ama bilinçli ve sabırlı davranarak bunu başarabilirsiniz. Aşağıda bu konuda işinize yarayacak bilgiler bulabilirsiniz.
Çocuğunuz Sinirlendiği Zaman Yapmamanız Gereken Şeyler
1.Üzerine Gitmeyin
Çocuğunuz bir şeye sinirli bir tepki verdiğinde veya bir öfke krizi geçirdiğinde üstüne gitmekten kaçının. Şiddetli bir öfke içindeki bir çocuğa verilebilecek en kötü tepki budur. Hatta yaşı çok küçük değilse fiziksel olarak da çok yakınında durmamanızı tavsiye ederiz. Patlayıcı bir öfke içindeki bir çocuk kontrolden çıkabilir. O anda vücudu adrenalin pompalamaktadır, mantığı beynini terk etmiştir ve savaşma ihtiyacı içinde olabilir.
O anda üstüne giderek elde edebileceğiniz tek şey onun öfkesini daha da ateşlemektir. Bu sırada bir şeyler söylemeye çalışmaktan da kaçınmalısınız. Evet, annesi veya babası olarak onunla baş etmek, onu yatıştırmak, durdurmak zorunda olduğunuzu hissedersiniz. Ancak, kimsenin canı yanmıyorsa, ortada bir güvenlik sorunu veya yaşamı tehdit eden bir durum yoksa bir süre geri çekilip uzak durmak en iyisidir.
2.Duygusallıkla Ani Bir Tepki Vermeyin
Çocuğunuz sinirlendiğinde ani bir duygusal tepki vermeniz olayların tırmanmasına yol açabilir. Bunun yerine biraz birkaç derin nefes alın ve objektif olmak, kontrollü davranmak için elinizden geleni yapın. Çocuğunuz yeterince büyükse ve bu bir sorun yaratmayacaksa olay yerinden biraz uzaklaşın. Neler yapmanız gerektiğini kendinize hatırlatın: Bunu duygusal değil, mantıklı bir şekilde halledeceğim. / Şimdilik sessiz kalacağım, konuşmak için doğru zamanı bekleyeceğim. / Çileden çıkmayacağım.
Çocuğunuz sinirlendiği zaman en doğru şekilde davranmayı istersiniz, ama bunu her seferinde mükemmel bir şekilde yapamayabilirsiniz. Bu durumda pes etmeyin. Sizin de onun karşısında duygularınızı ve tepkilerinizi nasıl yöneteceğinizi öğrenmeniz gerekiyor ve bu bir günde öğrenilecek bir şey değildir. Her defasında belli bir şeyi başarmayı hedefleyin. Giderek bu konuda daha iyi olacaksınız.
3.Çocuğunuzun Öfkesiyle İlgili Temelsiz Çıkarımlar Yapmayın
Çocuğunuzun davranışı haklı olmasa bile, öfkesinin makul bir gerekçesi olabilir. Hayal kırıklığına uğramak, mutsuz veya kızgın olmak sadece yetişkinlere özgü bir durum değildir. Herkes bazen böyle şeyler hissedebilir.
İnsanların haklı sebeplerle düş kırıklığına uğrayabileceğini ve bu durumu kızgınlıkla ortaya koyabileceklerini unutmayın. Çocuğunuz bakış açısını saygılı ve sakin bir şekilde açıklamıyorsa onu bir süre yalnız bırakmanız, sakinleşmesi için zaman vermeniz gerekebilir. Ona neden sinirlendiğini anladığınızı ve böyle hissettiği için üzgün olduğunuzu söyleyin. İnsanlara veya nesnelere zarar vermiyor, başka birini incitmiyorsa duruma müdahale etmeyin. Çocuğunuzun bir durum karşısındaki hislerini kontrol edemezsiniz. Yapabileceğiniz tek şey yapacaklarının sonuçlarını ona bildirmek ve yaptıklarından sorumlu tutmaktır. Onun kızmasına kızmanız, durumu daha kötü hale getirebilir.
Çocukların sinirlenmesinin normal olduğunu unutmayın. Hepimiz bir şeylere kızarız. Aslında sorun, öfkenin kendisi değil, sonucunda ortaya çıkan davranıştır. Çocukların hayal kırıklığına toleransı düşüktür. Çocuğunuzun sizinle her zaman mutlu olmasını, bütün kararlarınızdan hoşlanmasını beklemeyin. Bazen size de kızabileceğini kabul edin.
4.Kızgın Bir Çocuğu Mantıklı Olmaya Davet Etmeye Çalışmayın
Çocuğunuz sinirlendiği zaman onunla akılcı bir konuşma yapmaya çalışmayın; bu işe yaramayacaktır. Bir şey yüzünden hayal kırıklığına uğradıysa ve siz onu mantıklı düşünmeye sevk etmeye çalışırsanız muhtemelen daha fazla kızacaktır. O anda çocuğunuzun olaya sizin baktığınız açıdan bakmasını sağlamaya çalışmayın; bu, zaten sinirli bir haldeyken bir de size sinirlenmesine yol açar. Bu davranış, muhalif meydan okuma bozukluğu olan bir çocuk söz konusu olduğunda daha da işe yaramaz hale gelir.
Sinirli bir çocuk ile karşı karşıya olan bir anne veya babanın söyleyebileceği doğru sözlerden biri şudur: “Gerçekten sıkıntılı olduğunu görebiliyorum. Bu durum beni de üzüyor. İkimiz de biraz dinlenelim ve sonra bu konuda yine konuşalım.”
5.Çocuğunuz Öfkeli İken Onu Tehdit Etmeyin, Ceza Vermeyin
Bir sebeple sinirlenmiş olan bir çocuğa davranışları yüzünden bir yaptırım uygulamak, bir ceza vermek için onun sakinleşmesini beklemek gerekir. Kızgınlığı zirvedeyken onu cezalandırmaya kalkarsanız daha büyük bir patlamaya sebep olursunuz. Bunun yerine daha sonra çocuğunuza “Gerçekten çok kızmıştın.” deyin. “Bu öfke anını bir de şimdi düşün, keşke farklı olsaydı dediğin bir şey var mı? Bir dahaki sefere neyi farklı yapmak istersin acaba?”
Ayrıca, bir sinir krizi sonrasında uygulayacağınız cezanın gerçekten gerekli olup olmadığını da düşünmelisiniz. Bazı ebeveynler çocuklarına küçük şeyler için orantısız, büyük cezalar vermeye eğilimlidirler. Ailelerin uygun olan ve olmayan davranışlar, izin verilen ve verilmeyen şeyler hakkında farklı kuralları olabilir. Ama yaptırımlar ve cezaların adaletli olması önemlidir. Ayrıca bir çocuğun da belli sınırlar dahilinde öfkesini gösterme imkanı olmalıdır.
6.(Büyük Çocuklar Ve Ergenler İçin) Daha Sonra Konuşma Fırsatını Kaçırmayın
Durum uygunsa, çocuğunuz yeterince büyükse ve kendisini bu kadar sinirlendiren şey hakkında konuşmaya istekliyse daha sonra oturup konuyu tartışmaya çalışın. Uygun bir cümleyle giriş yapın. Örneğin “Çok kızmıştım biliyorum, sadece bunun okulda olanlarla (Veya konu her ne ise onunla) ilgili olup olmadığını merak ediyorum.” diyebilirsiniz. Sonra çocuğunuzun cevabını bekleyin ve onu gerçekten dinleyin. Sözünü kesmekten de, vaaz vermekten de kaçının. Size açılırsa “Bir dahaki sefere durumu daha iyi idare etmek için ne yapmayı düşünüyorsun?” veya “Senin için yapabileceğim bir şey var mı?” gibi ucu açık sorular sormayı deneyin.
Büyük bir çocuğun veya gencin kontrolü kaybetmesi veya sinir krizi geçirmesinin sebebi çoğu zaman problem çözme becerisinin düşük olmasıdır. Bu yaş dönemlerinde altta yatan sorunlarını çözmeyi henüz öğrenemedikleri için gürültülü tepkiler verirler. Sorun çözmek pratikle öğrenilir. Bazen çocuğunuzla konuşup neler olup bittiğini öğrenerek ona problemlerini halletmesi için yol gösterebilirsiniz.
7.Hedefinizi Gözden Kaybetmeyin
Ebeveyn olarak neyi hedeflediğinizi her zaman kendinize sorun. En önemli görevlerinizden biri çocuğunuza bazı sorun çözme yöntemlerini ve uygun ve sağlıklı davranış biçimlerini göstermektir.
Anne – babalar olarak tek amacımız çocuklarımızı disipline etmek olmamalıdır. Onlara bir şeyler öğretmek ve her konuda rehberlik etmek de çok önemlidir. Çocukların yaşadığı her şey, her sorun veya sinir nöbeti onlara bir ders verilmesini gerektirmez. Fakat bunları onun belli bir durumu bir daha sefere daha iyi ele almasını sağlamak için konuşma ve yardım etme fırsatı olarak değerlendirebilirsiniz.